Çocuk ve Oyuncaklar

Oyuncaklar, çocuğu mutluluğa ulaştıran en kestirme yoldur. Babasının akşam getireceği oyuncaktan haberdar olan çocuk, babasının gelişini iple çeker. Bu heyecanlı ve sabırsız bekleyiş babası için değildir. Ne de olsa babası her akşam eve geliyor ama oyuncak her akşam gelmiyor.Oyuncak, oyunların temel yapı taşlarıdır. Oyuncaksız oyun neredeyse yok gibidir. Oyunu şekillendiren her şey bir oyuncaktır. Öyle ki, oynanan mekân bile bir oyuncak sayılır. Oyuncaklar yaşamdan ayrı şeyler değildir, hayatın yalın bir kopyası, hatta yaşamın kendisidir. Çocuk yaşamı oyuncaklarla taklit eder ve onlarla öğrenir.

Çocuğu oyuna götüren her unsur bir oyuncaktır. Kimi zaman annesi, kimi zaman arkadaşı, kimi zaman evdeki koltuk bir oyuncak olur. Çocuğun oynamasına araç olan her şey oyuncaktır. Yemek yerken kaşık, çatal, yemek, sofra bezi birer oyuncak olabilir; banyo yaparken sabun, musluk, lif birer oyuncağa dönüşebilir. Bebe meme emerken annesinin takıları, giysinin düğmeleri, gömleğinin yakaları birer oyuncak haline gelebilir. Kimi zaman oyuncak oyuna öncülük eder, kimi zaman da oyuncaksız başlanan oyunda herhangi bir nesne oyuncak oluverir. Hatta bazen çocuğun kendisi bir oyuncak olur. Güdüsel bir hareketle kollarını açarak etrafında dönmeye başlayan çocuk, “Ben hızla dönen bir pervaneyim” diyerek kendini bir pervane olarak görmeye başlar. Dönmeye başlarken böyle bir kurgu aklından geçmemekle beraber oyunun içinde keşfeder. Ayrıca parmakları, elleri, kolları zaman zaman birer oyuncak oluverir ve oyundan oyuna biçim ve görev değiştirir.

Çocuğun tek arkadaşı, can yoldaşı olur oyuncakları. Kimi çocuğun bir oyuncağı bazen yaşamındaki en değerli parçası olur. O olmadan bir yere gidemez; nereye gitse beraberinde götürür. Oyuncağı yanındayken dünyanın en huzurlu çocuğu olur ama oyuncağı kaybolursa dünyanın en mutsuz çocuğu olur. Oyuncağı onun için en güzel ninni olur, o olmadan gözlerine uyku girmez. Onunla uyur onunla uyanır.Geniş hayal dünyasında kimi zaman bir hayali oyuncak edinir. Kendisinden başka kimsenin görüp duyamadığı bir arkadaşı olur. Çocuk onu duyar hatta yanındaki insanlara da duyurur: “Sen duymadın ama arkadaşım Ali beni çok sevdiğini söylüyor” der.

Yetişkin insanların çocukluğa ilişkin en canlı anıları, genelde oynadıkları oyun ve oyuncaklarıyla ilgilidir. Herkesin unutamadığı ve hala özlemle anımsadığı bir veya birçok oyuncağı olmuştur. Birçok yetişkinin çocukluktan kalma bir oyuncağı vardır. Onu gözü gibi okur ve evinin en özel yerinde saklar; çünkü yaşamının en değerli varlığı olarak görür. Kimi onu çocuğuna gururla verir ve kimi de çocuğun o oyuncağa gereken değeri vermeyeceğini düşünerek, çocuk yeni yetme çağına geldikten sonra verir ve değer vermesi için sıkı sıkıya tembihler.Bir tek oyuncakla onlarca farklı oyun oynanır. Oyuncak, her defasında yeni ve farklı bir oyunun oluşumuna öncülük eder ve yeni bir işlev kazanır. Kamyon çocuğun oyun dünyasında, bazen yolcu bazen de yük taşır; bazen yarış arabası bazen de çarpışan araba olur; bazen suda yüzer bazen de yokuşu zorlanarak tırmanır; bazen sohbet arkadaşı bazen de sofradaki tek arkadaş olur.

Oturma odasındaki kolluk bazen at, bazen kocaman bir kaya, bazen de bir canavar şekline bürünür çocuğun oyun dünyasında. Renkli ve geniş bir dünyanın çocuğun oyun dünyası, orada yer alna nesneler her an bir oyuncağa dönüşebilir.Oyuncağın kalitesi oyunun niteliğini belirlemez. Önemli olan oyuncağın işlevselliğidir. Çok pahalı ve elektronik bir oyuncakla pek çok oyun oynanmayabilir ve çocuğun gelişimine hiçbir katkısı da olmayabilir; ama çamurdan yapılmış bir oyuncakla çok farklı ve yararlı oyunlar oynanabilir. Bu nedenle oyuncak satın alınırken, parlaklığı, şıklığı, pahalılığı değil, fonksiyonelliği, dayanıklılığı ve gelişime katkısının olup olmadığı ölçüt alınmalıdır. Çocuğun o an beğenip beğenmemesi önemli değil, önemli olan o oyuncakla ne kadar zaman geçireceğidir; çünkü bir iki defa oynanıp bir köşeye atılan ve çabuk kırılan/bozulan oyuncağın çocuğa pek yararı olamaz. Ç

ocuğun çok sayıda oyuncağının olması da gerekmez. Severek oynadığı ve bıkmadan yeni oyunlar geliştirdiği bir kaç oyuncağının olması bile gelişimi için yeterli olabilir.Çocuk, birçok oyuncağını kişileştirir, bir canlıymış gibi davranır. Plâstik bebeğiyle konuşur, yemek yedirmeye çalışır, uyutur, altını temizler. Bir sopa parçasına at diye biner, şaha kaldırır, koşturur, yarıştırır.Oyuncak, çocuğun en sevdiği şeylerin başında gelir. Çocuğa alınan her yeni oyuncak onu dünyanın en mutlu insanı yapar; çünkü çocuğun dünyası oyun ve oyuncaklardan oluşur. Yaşamsal ihtiyaçlarından sonra, çocuğun yaptığı tek şey oyuncaklarıyla etkileşim içine girmek ve onlarla oynamaktır. Nasıl ki yetişkinler çeşitli işlerde çalışmak zorunda kalıyorlarsa, adeta çocuklar da oyuncaklarıyla oynamak zorunda kalıyorlar. Birçok insan işini severek yapmaz; ama ruh sağlığı yerinde olan bütün çocuklar, oyuncaklarla severek ve isteyerek oynarlar. Eğer çocuk, oyun ve oyuncaklara ilgi göstermiyorsa, gelişiminde ciddi bir bozukluğun varlığı söz konusudur.

Çocuk ruh sağlığının temel önkoşullarından biri, çocuğun oyun ve oyuncaklara ilgi duymasıdır. Yaygın gelişimsel ve ağır gelişim geriliği gösteren çocukların oyuncaklara ilgi göstermemesi ve oyuncakları amaca yönelik kullanmaması bu düşünceyi doğrulamaktadır. Kimi çocuk oyuncaklarını kırar. Bu davranış oyuncağa olan nefretten değil, oyuncağın içinde neler olduğunu öğrenme isteğinden kaynaklanmaktadır. Çocuklar, genellikle öğrenme güdüsünün etkisiyle oyuncaklarını parçalarlar. Oyuncağın içini görüp merakını gideren birçok çocuk, oyuncağı yeniden tamir etmek için uğraş verir. Saldırgan davranışları yoğun olan bazı çocuklar ise, içlerindeki saldırganlık dürtülerinin etkisiyle oyuncaklarına zarar verirler.

Birçok çocuk kırılmış oyuncaklarını da sever ve zaman zaman onlarla oynamayı tercih eder. Annesi, kırık oyuncağını atmaya çalıştığında çocuk engel olur. “Onu atma anne, o en sevdiğim oyuncağımdır.”“Bu kırılmış ama…”“Olsun ben yine de onu seviyorum.”Çeşitli oyuncak türleri bulunur. Her çocuğun ilgisi genelde bir oyuncak türü üzerinde yoğunluk kazanır. Kimi uçurtmaları, kimi topları, kimi bebekleri, kimi müzik aletlerini, kimi de yapbozları daha çok sever. Kız ve erkek çocuklarının oyuncak türlerine olan ilgiler,i belli bir dönemden sonra farklılık kazanır. Erkek çocukları daha çok araba, top vb. oyuncaklara ilgi duyarken, kız çocukları ise daha çok bakım ürünleri, bebek vb. oyuncaklara ilgi duyarlar.

Bu ilginin temelinde çocukların yetişkinleri model almaları yer alır. Örneğin, erkek çocuğu çevresinde model alacağı bir erkek yoksa, kız çocuklarıyla aynı oyuncaklara ilgi duyacaktır. Aynı zamanda çocuğun oyuncaklara olan ilgisi ve oyuncak tercihi, çocuğun kişilik yapısı hakkında önemli ipuçları verir. Çocuklar, daha çok kişilik yapılarına ve yeteneklerine uygun olan oyuncakları tercih ederler. Örneğin, müzikte üstün yetenekli olan çocuklar müzik aletlerine, kinestetik yeteneği iyi olan çocuklar ise beden ve hareket ile ilgili oyuncaklara ilgi duyarlar. Şiddet güdüleri baskın olan çocuklar daha çok tabanca, tank, savaş uçağı, kılıç gibi oyuncakları tercih ederler.

Çocuğun oyuncak seçimine bakılarak, onun kişilik özellikleri ve gelecekteki mesleki eğilimi hakkında bilgi sahibi olunabilir. Çocuğun oyuncağa olan ilgisinde önemli bir etken de toplumsal beklentiler, yönlendirmeler ve baskılardır. 3–4 yaşındaki erkek çocuk, bebekle oynadığı zaman anne babası tarafından engellenir; “Oğlum sen erkeksin, erkekler bebeklerle oynamaz, o kızların oyuncağı. Arabalarınla oyna.” Tabancayla oynayan kız çocuğu da aynı biçim de engellenilir. Doğrudan müdahale dışında anne babalar tarafından, çocuğun cinsiyetine uygun oyuncaklar alınır ve çocuğun ilgisinin o yönde gelişmesi sağlanır. Ebeveynlerin oyuncakla ilgili hatalarından biri, bebek daha dünyaya gelmeden gerçekleşir. Bebeğin gelişi için heyecanla hazırlık yapılır. Bebek odası takımı, zıbını, patikleri, ilk adım ayakkabısı, çorapları alınır. Renga renk elbiseler örülür. Odanın her tarafı süslenir. Beklenen bebek kız ise, çeşit çeşit bebekler, ayıcıklar, oyuncak mutfak eşyaları vb. alınır; erkek ise arabalar, silahlar, müzik aletleri vb. alınır. Öyle ki bebeğin odası bir oyuncakçı dükkânına çevrilir. Sık sık oyuncak dükkânlarına gidilerek beğenilen oyuncaklar birer birer alınır.

Oyuncak seçimi ve alımı rastgele yapılabilecek bir iş değildir, çocuk eğitimi sürecindeki en önemli noktalardan biri oyuncak seçimidir; çünkü çocuk yaşamı oyunla öğrenir, oyunu da oyuncaklarla oynar. Çocuğun gelişimi ve gereksinimleri dikkate alınarak alınan oyuncaklar, çocuk açısından oldukça yararlı sonuçlar doğurur. Oyuncakların çok pahalı veya çok sayıda olması değil, öğreticiliği ve çocuğun temel gelişim alanlarını destekleyici olması önemlidir.Yukarıda da belirtildiği gibi oyuncaklar, sadece oyuncak dükkânında satılan şeyler değildir. Çocuk için her şey oyuncak olabilir. Evde bulunan ve çöpe atılan atık malzemelerden çok öğretici oyuncaklar yapılabilir. Kutu, bozuk eşya, şişe, kumaş parçaları, eski tabaklar vb. nesnelerden oyuncaklar yapılabilir. Bu oyuncaklar çocukla birlikte tasarlanıp yapıldığı zaman daha yararlı ve çocuğun gelişimine daha çok katkısı olur. Çocuk, hem oyuncağı yaparken, hem de oyuncakla oynarken zevk alacak ve özgün ürünler ortaya koyma yeteneğini geliştirecektir. Evde yapılan oyuncaklar, hazır oyuncaklara göre daha sağlam olabilir. Aynı zamanda maliyet bakımında oldukça ekonomiktir. Atık malzemelerle oyuncak yapımını içeren çok ayıda kitap bulunmaktadır. Ayrıca bu kitaplarda atık malzemelerle yapılabilecek etkinlikler de verilmektedir. Hazır oyuncaklar da alınmalıdır; ancak hassas, çabuk kırılan oyuncaklar yerine, sağlam ve dayanıklı oyuncaklar tercih edilmelidir. Kenarları ve uçları kesici ve delici olmayan oyuncaklar alınmalıdır. Çoğu zaman oyuncak alınırken çocuğun istediği oyuncaklar alınır; aslında bu yanlış bir davranıştır.

Oyuncak çocuğun yaşına ve gereksinimlerine uygun olmalıdır; çünkü oyuncağın çocuğa hitap etmesi çok önemli bir husustur. Bir yaşındaki çocuğa kumandalı oyuncaklar almak yerine basit, ses çıkaran ve renkli oyuncaklar almak daha faydalıdır. Ayrıca, tabanca, tank, kılıç vb. savaş ve şiddet belirten oyuncaklar da çok sık alınır; çocuk bu oyuncaklarla savaş oyunları oynar ve filmlerde gördüğü davranışları taklit eder. Silah kullanmak, savaşmak, birini öldürmek, çocuk için araba sürmek gibi doğal ve eğlenceli bir durum olur. Zaten savaş ve şiddet içerikli olayları televizyonlarda sürekli görerek, şiddeti yaşamın normal bir parçasıymış gibi algılamaktadır. Eğer ona şiddet içerikli oyuncaklar alınırsa çocuğun bu yöndeki kanaati pekiştirilmiş olunur. (Çocuğun yaşına göre alınabilecek oyuncaklar listesi “Çocuk Sorunlarına Yapıcı Çözümler” adlı kitabımda yer almaktadır.)Çocuğa çok sık oyuncak almak onu duygusal doyumsuzluğa sürükleyebilir.

Belli bir zamandan sonra çocuk hiçbir şeyden mutluluk duymayabilir. Yeni alınan her oyuncak, çocuğu sadece kısa bir süre mutlu edebilir. Çocuğun çok sayıda oyuncağa sahip olması aslında bir avantaj değildir; çünkü az oyuncağı olursa özgün oyunlar geliştirme yeteneği daha çok artar. Her gün alınan yeni oyuncaklarıyla belki tek bir oyun oynayacaktır; ama az oyuncağı olursa her oyuncağıyla farklı ve özgün birçok oyun geliştirecektir. Birçok ebeveyn, alışverişe çıktıklarında çocuklarının zorla kendilerine oyuncak aldırttıklarını söyler. Bazı çocuklar, anne babalarına isteklerini kabul ettirmek için bağırıp çağırırlar, yerlerde tepinirler. Anne baba, daha fazla rezil olmama adına çocuğa karşı teslimiyet bayrağını açar. Her alışverişe çaktıklarında, çocuğa istediği oyuncağı veya oyuncakları alır. Bu durumun ortaya çıkmaması için mümkün olduğunca çocuğun oyuncak marketlerinin olduğu yerleri bilmemesi sağlanmalıdır, yani çocukla beraber oyuncak almaya gidilmemelidir.

Büyük alışveriş merkezlerine gidildiğinde oyuncakların olduğu reyonların önünden geçilmemelidir. Eğer çocuğun isteğine bırakılırsa, bütün oyuncaklar alınsa bile çocuk, daha fazlasını isteyecektir. Çocukların uzun süre kullandıkları bazı oyuncaklar vardır. Bunların başında bisiklet, top vb. gelir. Kiminin oyuncağı dikkatsizlik sonucu kırılır, kimi de bilerek oyuncağını kırar. Böyle durumlarda anne babalar, vakit kaybetmeden kırılan oyuncağın yenisini alıp getirirler.

Kırılan oyuncağın yenisini hemen almak yerine, biraz zaman geçtikten sonra almak daha faydalıdır; çünkü çocuk oyuncağın yoksunluğunu bir süre hissederse, oyuncaklarına gerekli önemi verecek, onları daha dikkatli kullanacak ve özenle koruyacaktır. Çocuk harçlık alıyorsa, alınacak her oyuncak için a harçlığından bir miktar vermesi sağlanmalıdır.Çocuğun sıkılıp oynamadığı oyuncaklar, toplanarak görünmeyen bir yerde saklanmalıdır. Uzun bir zaman geçtikten sonra çıkarıldığında yeniden çocuğun ilgisini çekebilir. Ailede birden fazla çocuk varsa, her çocuğun kendisine ait özel oyuncakları olmalıdır; fakat bazı oyuncaklar da ortak kullandırılmalı ki, çocuklar arası paylaşım gerçekleşsin.

KAYNAK: Çetin ÖZBEY, Çocuk Eğitiminde Yapılan Hatalar, İnkılap Kitapevi, İstanbul, 2007.

IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.