Çocuğunuz ve Arkadaşları
Çocuk gelişiminde arkadaşlık ilişkilerinin önemi büyüktür. Özellikle günümüzde tek çocuk olma, kardeşler arasında yaş farklarının fazla olması ve komşuluk ilişkilerinin azalmasından dolayı arkadaşlığın gerekliliği daha da artmıştır. Arkadaşlık, çocukluk döneminde başlar; ama çocukluk döneminin sona ermesiyle bitmez, yaşam boyu devam eden oldukça önemli bir sosyal olgudur.
Çocuğun gelecek yaşamında sağlıklı sosyal ilişkiler kurmasının temelleri çocuklukta kurulan arkadaşlıklarla oluşur.İnsan sosyal bir varlık olarak dünyaya gelir; fakat sosyal yaşama uyum sağlamasını gerekli kılan becerileri doğuştan getirmez. Sırasını beklemek, paylaşmak, işbirliği sapmak, izin istemek, başkasının haklarına saygı duymak, haklarını korumak, yardımlaşmak vb. sosyal olgular insana özgüdür ve insanlarla etkileşim içine girilmeden öğrenilemez.Çocuk üç yaşından önce yaşıtlarıyla bir arada bulunmaktan hoşlanır; ama arkadaşlık düzeyinde bir birliktelik görülmez. Çocuğun yaşıtlarıyla anlamlı etkileşim içine girmesi 3 yaşından sonra görülür, ilk arkadaşlık ilişkilerinin temel özelliği birlikte oyun oynama ve paylaşımdır.
Bu döneme kadar yalnız oynamayı tercih eden çocuk, yaşıtlarıyla oynar ve oyuncaklarını, yiyeceklerini paylaşmaya başlar. Bu yaşta arkadaş seçiminde cinsiyet farklı görülmez; ancak 4 yaşından sonra arkadaşını seçerken hemcinsi olmasına özen gösterir. Bu yaşlarda yaşıtlarıyla bir arada olma ve sosyal uyum becerilerini geliştirme eğilimindedir.Arkadaşlık ortamında geliştirilen ilişkiler aile ortamındaki ilişkilerden oldukça farklıdır. Bu yeni ortamında yaşam için gerekli olan birçok şey farkına varılmadan öğrenilir. Çocuk, insanlarla birlikte uyum içinde ve mutlu bir şekilde yaşamayı öğrenir. Kendini tanıma fırsatı bulur, güçlü ve zayıf yönlerini keşfeder, içgüdülerini denetim altına alır.
Kendini güçlü hissettiği alanlarda dediklerin kabul ettirerek liderlik duygusunu tadar, zayıf kaldığı durumlarda ise bekleyip sabretmeyi öğrenir. Şımarık ve bencil çocuklar bile arkadaşlık ilişkileri sayesinde isteklerini ertelemeyi ve paylaşmayı öğrenirler. Çocuk, arkadaşları sayesinde toplumdaki konumunu belirler ve iyi bir yer edinmenin ipuçlarını yakalar. Kendisiyle aynı istekleri, ilgileri ve amaçları olan diğer çocuklarla bir araya geldiği zaman, ortaklaşa etkinliklere katılır ve kendini olduğundan daha mutlu ve özgür hisseder. Çocukluk döneminde yeterli arkadaşı olmayan ve arkadaşlık ilişkisinden yoksun olan çocuklar, büyüdüklerinde birçok sorunla yüz yüze gelirler. Arkadaşlık ilişkilerini gereği gibi bilmedikleri için yeni arkadaşlık ortamlarında kabul görmeyebilirler; bu da onları süresiz bir yalnızlığa ve sosyal izolasyona sürükler. Sağlıklı bir evlilik yapamaz ve iş yaşamında başarılı olamaz.Arkadaşsız bir ortamda büyüyen çocukların ruh sağlıkları tehdit altındadır.
Günümüzde komşuluk ilişkileri yok denecek kadar azdır. Bu durum çocuklar için olumsuz sonuçlar doğurmaktadır; çünkü aileler ya tek çocuklu ya da çocukları arsındaki yaş farkı fazladır. Böyle bir durumda kardeşlerin ilgileri farklılaştığından dolayı birlikte oyun oynama ve arkadaşlık ilişkileri geliştirme olanaksızlaşmaktadır. Aileler arası iletişim ve yakınlaşma yeteri kadar olmadığı için, çocuklar kendi yaşıtlarıyla birlikte olma olanağı bulamamaktadırlar. Yeterli park ve oyun alanlarının olmayışı ve sokakların tehlikeli olması çocukların evde yalnız kalmalarını zorunlu kılar. Bu durum çocuğu yalnızlığa itmekte ve çocuğun bilgisayar oyunlarına ilgi duymasına yol açmaktadır. Bilgisayar oyunları, çocuğun duruşunu, gözlerini ve fiziksel gelişimini olumsuz etkiler.
Grup oyunlarında sürekli hareket halinde olan çocuk, bilgisayar karşısında pasif bir oyuncu konumundadır. Çok sayıda şiddet içerikli bilgisayar oyunu bulunmaktadır. Yapılan araştırmalar bu oyunların çocukları saldırganlığa ittiğini ortaya koymuştur. Çocuklar ilk zamanlarda arkadaşlarıyla çok sık kavga ederler ve bu kavgalar kısa sürelidir. Kavganın bitiminde hemen barışırlar. Aslında çocukluk döneminde arkadaşlıklar kavgayla öğrenilir. Çocukluk kavgaları, çocukların birbirlerini tanımaları ve birbirleriyle geçinmeyi öğrenmeleri açısından gerekli olmaktadır.
Kimi ebeveyn çocuğunun diğer çocuklarla sık sık kavga ettiğini ileri sürerek, çocuğun diğer çocuklarla etkileşimini engellemektedir. Arkadaşlık ilişkileri çocukların gelişim düzeyine göre gelişir ve her geçen gün farklı ve daha gerçekçi bir boyut kazanır.Arkadaşlık edinmek için bazı becerilerin aile ortamında kazandırılması gerekir. Bu da ebeveynin sorumluluğundadır. Örneğin, çocuğa paylaşmayı, başkasının duygularını anlamayı, duygularını denetim altına almayı, belirlenmiş kurallara uymayı, cesaretli ve girişken olmayı, nezaket kurallarını, saygılı olmayı, kendinden küçükleri sevmeyi ve korumayı, yardımlaşmayı vb. öğretmelidir. Anne baba, çocuğun arkadaş edinmemesi gerektiği yönünde çeşitli imalarda ve telkinlerde de bulunmamalıdır. Bazı anne babalar, arkadaşları yüzünden başı derde giren çocukların hikâyelerini ve arkadaşlığın zararlarını anlatıp dururlar. Çocuk, arkadaşlık ilişkilerinden kaçınacak kadar da bağımlı yetiştirmemelidir; çünkü aşırı bağımlı yetiştirilen çocuklar arkadaşlık ilişkilerinden kaçınabilirler. Çocuğun, arkadaşlarının evine gitmesine ve arkadaşlarını eve getirmesine izin verilmelidir.
Arkadaşlarının yanında asla azarlanmamalı ve hataları söylenmemelidir. Yeteri miktarda harçlık verilmeli ve üstü başı düzgün ve temiz olmalıdır.Çocuk için en iyi arkadaşlık ilişkilerinin kurulduğu yerler okul öncesi eğitim kurumlarıdır. Çocuğun yaşadığı çevrede çok sayıda yaşıtı olan çocuklar olabilir ve sürekli onlarla etkileşim içine girebilir; ama eğitim kurumundaki gibi düzenli bir etkileşim olamaz. Bu nedenle aile 3 yaşından sonra, günün belli saatlerinde çocuğu bu eğitim kurumlarından birine vermelidir. Çocuk hem olumlu arkadaşlık kurmayı öğrenir ve çok sayıda arkadaşı olur hem de yaşama dair bilgi ve beceriler edinir.Genellikle kilolu ve bedensel engelli olan çocuklar arkadaşlık ilişkilerinden uzak kalırlar. Bu çocuklar, herhangi bir alanda başarı elde ettikleri zaman, benlik algıları yükselir ve arkadaş ortamlarına girme cesaretleri artar. Bu çocuklar, başarabileceklerine inandıkları zaman çok yüksek başarılara imza atabilirler.
Bu nedenle yetenekli oldukları alanlar saptanıp, bu alanlarda başarı sağlamaları için gerekli olanaklar sağlanıp yönlendirilmelidirler. Okul çağındaki çocukların yaşadığı bazı çevreler, arkadaşlık ilişkileri bakımından olumsuz özellikler barındırmakta ve anne baba haklı olarak çocuğu bu çevreden uzak tutmak zorunda kalır. Bu durumlarda çocuğun arkadaşsız kalmaması için, ya grup sporlarının ve tiyatro, izcilik, koro vb. etkinliklerin yapıldığı yerlere gitmesi sağlanmalı ya da çevre değiştirilmelidir. Ayrıca çocuğun okul ortamında, kötü alışkanlıklar edindiği arkadaşları varsa, öncellikle okul yönetimi haberdar edilmeli ve gerekli önlemler birlikte alınmalıdır. Bu durumlarda kimi aileler çocuğu cezalandırma yolunu tercih ederler. Oysa ceza, onu bu arkadaşlık ortamından geçici bir süreliğine uzaklaştırabilir. Çocuğun bu arkadaşlarından tamamen kopması, ancak ona zaman ayırmakla, yakın ilgi ve sevgiyle sağlanabilir. Bu arkadaşlarından niçin uzaklaşması gerektiği de anlatılmalıdır. Gerektiğinde bir uzmandan yardım alınmalı, yine sonuç değişmiyorsa okul değiştirme yoluna gidilebilir.
KAYNAK: Çetin ÖZBEY, Çocuk Gelişiminde Yaşanan Sorunlar, İnkılap Kitapevi, İstanbul, 2006.