Anne Sütü

Yeni doğan bir bebeğin beslenmesinde en doğru karar, bebeğe ilk altı ay boyunca sadece anne sütü verilmesidir. Bu dönemde bebeğin alması gereken enerji ve besin öğelerini sağlayacak en ideal besin anne sütüdür. Bebeğin yaşına uygun ağırlık kazanması, yeterli büyüme ve gelişme sağlaması için, ilk altı ay yalnızca anne sütüyle beslenmeli, altıncı aydan sonra da uygun ek besinlerle beraber iki yaşına kadar emzirmeye devam edilmelidir.

Dünya Sağlık Örgütü’ nün (WHO) önerdiği ve bu örgüt tarafından yürütülen programın temel mesajı bu doğrultudadır. Altıncı aydan sonra yalnızca anne sütü, bebeğin A vitamini, demir, çinko ve iyot ihtiyacını için yetersiz kalır. Anne sütüyle beraber besleyici değeri yüksek doğal besinlerle beslenmelidir. Bebeğin et, tavuk, balık, yumurta, sebze, meyve ve tahıl ürünlerini tüketmesi günlük olarak sağlanmalıdır. Bebek doyduğunu belirten davranışlar sergilediğinde gıda verilmesi kesilmelidir. Doğumdan sonraki ilk birkaç hafta günde 9-13 defa emzirilmesi normaldir. İlk günlerde eğer bebek uyanmıyorsa her iki saate bir anne bebeği uyandırarak emzirmelidir. Daha sonraki günlerde her ağladığında veya açlık belirtisi gösterdiğinde emzirilmelidir. Bebeğin beslenme düzeni ilk bir-iki ayın sonunda olur.

Zamanla anne, bebeğin birçok ihtiyacını (acıkma, altını ıslatma, hastalanma vb.) ağlama biçiminden anlayabilir ve çeşitli ipuçlarını yakalayarak ağlamasını yorumlayabilir.Anne sütü yerine, bebeğini inek sütüyle besleyen anneler de vardır. Uzmanlar, inek sütünü bebeklere iki yaştan önce önermemektedirler; çünkü inek sütünde C vitamini, demir, iyot ve çinko az bulunmaktadır. Ayrıca bebeğin gelişimi için çok önemli olan omega yağ asitlerini içermemektedir. İlk altı aydan sonraki dönemde inek sütü yerine peynir, yoğurt ve sütlü tatlılar gibi işlenmiş süt ürünlerinin ek besin olarak bebeğe verilmesi hem enfeksiyon riskini azaltır hem de bebeğin kemik ve diş sağlığı için gerekli olan kalsiyum ihtiyacı karşılar.Ülkemizde yeni doğum yapan annelerin %95’ine yakını bebeklerini emzirirler; fakat büyük çoğunluğu sadece anne sütü vermenin yeterli olmayacağını düşünerek ek besinler vermeğe başlarlar. İlk altı aydan önce ek gıdalara geçilmesi bebeklerin anne sütünü almak istememelerine ve bir süre sonra da anne sütünün kesilmesine yol açar. Bundan dolayı sadece anne sütüyle beslenen bebeklerin sayısı ikinci aydan sonra ciddi biçimde azalır; sadece anne sütüyle beslenme oranı ilk 3 ayda yüzde 10’lara ve altıncı ayın sonlarına yaklaşıldığında yüzde 1-3’lere düşer.

Anne Sütünün Yararları

 ·         Anne sütü, bir bebeğin yaşamına başlarken alabileceği en iyi besindir; çünkü bebeğin zihinsel ve fiziksel gelişimi için gerekli olan besin öğelerinin tümünü içerir. Aynı zamanda en doğal, en taze, en sağlıklı, en kolay elde edilen ve en ekonomik besindir; çünkü pişirme, ısıtma, karıştırma, dezenfekte etme, satın alma ve içirilirken dökülme ve yorulma gibi sorunlar yaşanmaz.

·         Prematüre bebeklerin bağışıklık sistemi yeterince gelişmediği için, anne sütü prematüreler için hayati önem taşır.

·         Anne sütü, bebek tarafından kolay hazmedilen bir gıdadır.

·         Yeterli anne sütü alan bebeklerin, gerek çocukluk döneminde gerekse erişkinlik döneminde "şişman" olma riski azalır; çünkü yeteri miktarda anne sütü alamayan çocukların kanlarında fazla oranda insülin maddesi bulunur; bu madde ise vücut ağırlığını iyi dengeleyememektedir.

·         Bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirerek, onu hastalıklara karşı korur; çünkü anne sütünde yaşamsal değeri olan antikorlar bulunmaktadır. Böylece vücudun enfeksiyonlara ve alerjilere karşı direnci artmaktadır. Mamalarla beslenen bebekler hastalıklara daha açık olmaktadırlar. Örneğin, anne sütü alan bebeklerin orta kulak iltihabı, solunum ve idrar yolu enfeksiyonları, menenjit sarılık, ishal, gaz ağrıları gibi hastalıklara ve egzama, gıda zehirlenmeleri gibi alerjik durumlara karşı direnç kazanmasını sağlar.

·         Anne sütünde demirin yüksek oranda olması nedeniyle anne sütü alan bebeklerde kansızlık daha az görülür.·         Anne sütüyle beslenme ölüm olasılığını azaltır. Anne sütünün önemi bilindikten sonra bebek ölümlerinde ciddi bir düşüş kaydedilmiştir. Buna rağmen WHO verilerine göre dünyada her yıl, anne sütüyle beslenmeyen bir milyon çocuk çeşitli hastalıklardan dolayı ölmektedir.

·         Emzirme sırasında anne ve bebek arasında fiziksel yakınlaşmayla beraber duygusal yakınlaşma başlar ve bebekte güvenli bir bağlılık/bağımlılık oluşur.

·         Bebeğin kendini güvenli hissetmesini sağlar ve özgüven gelişimini destekler

·         Emzirme sırasında annenin kalp atışları ve solunumu bebeğin emme, yutma ve solunum ritmini düzenlemeyle beraber bebeğin kendini huzurlu hissetmesini sağlar.

·         Bebeğin sosyal gelişimi için gerekli olan göz teması, emzirme sırasında oluşur.

 ·         Annesinin kucağında emzirilen çocuğun dış dünyaya olan uyumu daha iyi olur.Yeterli miktarda anne sütü alan çocukların IQ’larının, anne sütünü almayan çocuklara oranla 8 puan daha fazla olduğu saptanmıştır.

KAYNAK: Çetin ÖZBEY, Çocuk Gelişiminde Yaşanan Sorunlar, İnkılap Kitapevi, İstanbul, 2006. 

IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.