Peygamberimiz (A.S.M.) ve Yetimler

Peygamberimizin yetim çocuklara apayrı bir şefkati vardı. Kendisi de yetim büyüdüğü için, yetimliğin çok zor olduğunu biliyordu. Onlara şefkatli davranır, devamlı onları korur, haksızlığa uğradıkları zaman haklarını arardı.

    Kendi evinden de yetim hiç eksik olmazdı. Hz. Hatice ile evlendiğinde,  onun ölen kocasından olan Hind ismindeki erkek evlâdına kendi öz çocuğu gibi bakıp, yetiştirmişti. Daha sonra evlendiği Ümmü Seleme’nin de beraberinde beş yetimi vardı. Bu çocukların babası da savaşta şehit düşmüştü. Onlara da çok büyük şefkat göstermiş babalarını aratmamıştır.

   O dönemde yapılan savaşlar sonunda şehit düşen Sahabîlerin çocukları yetim kalıyordu. Peygamberimiz bu çocuklara ayrı bir ilgi gösterir, onları yalnız bırakmaz, ihtiyaçlarını karşılardı. Bazılarını da bizzat kendi himayesine alırdı.

   Yetimin sadece başını okşamak bile çok büyük bir sevap ve Cennet müjdesidir. “Kim sırf Allah rızası için şefkatle yetimin başını okşarsa, elini değdiği saçlar sayısınca ecir ve sevap kazanır. Yanındaki yetime iyilik yapan kimse ile ben, şu iki parmak gibi Cennette beraber olacağız” daha sonra da orta parmağı ile işaret parmağının aralarını açarak gösterdi.

    Kocası öldüğü hâlde çocuklarının başında bekleyen, onları büyütüp yetiştiren, hayata hazırlayan, edep ve ahlâk öğreten dul bir hanımın peygamberimizin gözünde çok büyük bir yeri vardır.

    Yetim çocuklara bakmak, ihtiyaçlarını karşılamak bakım ve eğitimleri ile meşgul olmak,  insanın şahsiyeti, karakteri ve ahlâkı üzerinde de büyük etki yapmaktadır.

   “Allah’a ibadet edin ve hiçbir şeyi Ona ortak koşmayın. Anne ve babaya iyilik edin.  Akrabaya, yetimlere, fakirlere, akraba komşuya ve yabancı  komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizdeki köle ve cariyelere de iyilik edin. Muhakkak ki Allah kibirli olanı ve böbürleneni sevmez.” (Nisâ Suresi, 36.)

    “Eğer mirasın taksimi sırasında,  vâris olmayan akrabalar, yetimler ve fakirler de orada bulunursa  onlara da terekeden bir miktar verin ve gönül alıcı sözler söyleyin… Yetimlerin mallarını haksız olarak yiyenler ise, muhakkak ki karınlarına ateş dolduruyorlar.  Onlar yakında Cehennemin alevli ateşine girecekler.” (Nisâ Suresi, 8-9.)

   

Bir soru-Bir cevap

Evlâtlık edinmek caiz midir?

  Kimsesiz çocuklarla ilgili kurumlarla iletişim kurarak ya da kendi gözlemlerinizi ve inisiyatifinizi kullanarak, aileleri tarafından terk edilmiş, annesi-babası ölmüş, bakıma, şefkate ve ilgiye muhtaç yetim ve öksüz kalmış çocuklara ulaşabilirseniz; koruyucu ve yardımcı aile sıfatıyla böyle çocukların, bir evlât hassasiyeti içinde her şeyini üstlenmeniz mümkündür. Bunda büyük hayır ve sevap  vardır.

Süleyman Kösmene/Aile ve İbadet Hayatımız/s. 91

Emine Yüksel

Bizim Aile Dergisi Şubat 2006

IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.